11 Temmuz 2011 Pazartesi

October Swimmer Yeniden Tatilde: Bölüm 1 Amsterdam

25-29 Haziran 2011, Amsterdam

Aslında tatil 24'ünde başladı. Ertesi sabah herhangi bir telaşa mahal vermemek için bir akşam öncesinden İstanbul'a geçtim. Geceyi Cem'de geçirecek sabah erkenden beraber havaalanına gidecektik. Çağın da aynı şeyi düşünmüş olacak ki, benden bir iki saat sonra onun da Cem'e gelmesi ve Murat'ın da bir ara uğramasıyla yol arkadaşlarımla tanışmış oldum.

Ertesi sabah uzunca bir yolculuktan sonra Schipol havaalanına saat 13 civarı indik. Tandığım en talihsiz insanlardan Cem'in , ki kendisi bu yolculukta da bunu defalarca kanıtladı, elbette pasaport kontrolünde anlamsızca bekletilmesi, ufak bir sorgulamaya maruz kalmasıyla havaalanından çıkışımız geçikse de 3 gibi Amsterdam Centraal'de, 4'e doğru da otelimizdeydik.

Frederiksplein'e yakın, Leidsplein ve Rembrandtplein gibi şehrin ana atraksiyon meydanlarına nisbeten uzak, Cocomama diye ilginç isimli, Red Light District oluşturulmadan önce bir genelev olarak hizmet veren eski bir binaya yerleşimli hostelimizi beğenmiştim. Genç ve yardımsever elemanları, iyi düşünülerek düzenlenmiş bahçesi, ortak oda-mutfağı, temizliği hep iyi yönleriyken, tek can sıkıcı kısmı küçük ve sıkışık odalarıydı. Odada pek vakit geçirmediğimizden bu da pek sorun olmadı.


Ben ve Cem'in Amsterdam'a daha önce gelmiş olmamız ilerleyen günlerdeki planlarımızı oluştururken oldukça yardımcı oldu. Bu yüzden uzun uzadıya Amsterdam'da geçen bu 4 günü anlatmak yerine ufak bir özet geçeceğim.

**Genelde yukarıda da bahsettiğim gibi Leidsplein ve Rembrandtplein arasında gezindik, bazen Dam meydanı çevresinde dolandık, Özellikle kamp malzemesi alışverişi için Dam meydanının arkasındaki mağazaları arşınladık. Festival için eksiklerimizi tamamladık, aldığım şişme yatak ve yastık kampta oldukça işime yaradı.

**Bazen öğünleri Febo(fast food otomatları), oldukça yaygın olan patates kızartması çılgınlığı ve tabii ki tatlı pasta börek çörek satan bakerij ziyaretleriyle geçiştirmiş olsak da, Türkiye'den geldiğimizi anlayınca Türk olduğunu nedense çaktırmamaya çalışan ancak kontra sorularla pek bir seçenek bırakmadığımız Yusuf Abi'nin Meksika restoranı gibi yerlerde, adamakıllı yemekler de yedik.

**Bol bol kahve içtik, bazen o kadar dolaşmanın yorgunluğunu alsa da bazen rahatsız ettiği de oldu, ancak İtalyanlar'ın dediği gibi, Roma'da Romalılar gibi yapmak gerek.


**İlk iki gün bozuk ve yağmurlu hava 3. gün ısınınca kendimizi hemen sahile, Volendam'a attık:) Hollandalıların geçtiğimiz yüzyıldan beri okyanusla savaşı sonrası okyanusa setler çekerek göl haline getirdiği Markermeer'e kıyısı olan bu ufak sahil kasabasını sevdim. Amsterdam'a otobüsle sadece yarım saat uzaklıkta olduğu için gidilip görülebilir, ancak kısıtlı zamanınız varsa bir kısmını Volendam'da harcamanızı pek tavsiye etmem. Neticede biz de gittik, deniz ürünleri yedik, birer bira içip dolaştık ve geri döndük.

**Geçen yıldan hatırladığım ve hepsini tavaf ettiğim Amsterdam gece kulüplerine bu yıl pek ilgi göstermedim. Onun yerine akşam belli bir saatten sonra hostele gelip, oradakilerle içip muhabbet etmeyi, varsa bir plan topluca çıkmayı tercih ettik.

**Yine geçen yıl pek sevdiğim şehrin daha sakin ve yerli tarafı Haarlemstraat'a bu yıl diğerlerini de götürdüm. Bir kaç saat geçirdik ve onlar da çok sevdiler.

Neticede bol bol güldüğümüz 4 gün geçirdikten sonra 29 Haziran sabahı, asıl geliş sebebimiz, Rock Werchter festivaline gitmek için Belçika'ya hareket ederken, sakin ve aynı zamanda çılgın şehir, Amsterdam'a bir daha geldiğime pişman değildim.

8 yorum:

  1. Gene Hollanda gene Amsterdam. Vardır bir bildiğin.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, daha once bana blogtan Proximus ile ilgili yazmissin, ancak aylar sonra girdigimden daha yeni gordum desem mesajini Uzgunum yardimci olamadigim icin :( Biz Rock Werchter'de idik, sende ordaydin sanirim.Superdi bu arada. Amsterdam'a oncesinde ugradik, orasi ise ayri bir olaydi :) Senin nasil gecti?

    YanıtlaSil
  3. evet bilet alamıyordum, ancak sorun mozilla'daymış. Kendi kendine çözüldü sonra sorun ben de gidebildim.

    şu üzerimdeki üşengeçlik kalksa festivali sonrasını da yazacağım ama bir kaç gün daha üşenirim sanırım:)

    YanıtlaSil
  4. aynen, bugun yazmaya basladim ufaktan, o usengeclik bende de var ne yazik ki, ama kotu tabii. her gecen gun unutuyorum onemli olaylari.

    uzerinden cok zaman gecti ve yersiz olacak belki ama; aslinda proximus'un sitesi tr'den almaya calisan bircok arkadasimda hata verdi -bir sure-, benim biletimi arkadasim almisti dusun :) browser kaynakli oldugunu dusunmuyorum, ama bilemiyorum tabii :)

    YanıtlaSil
  5. of ya, bu anlattığın günlerde yanında olmasam, "ne kadar sıkıcı bir tatil geçirmişsin" derdim. Bu ne hijyenik bir yazı arkadaşım? En güzel kısımlar yok? Red Light District'te bir gecede 300 euro harcadığını bile yazmamışsın??

    YanıtlaSil
  6. oha o kadar mıydı o djaksjdksa

    YanıtlaSil
  7. bize ısmarladıklarını da sayıyorum karşim büyüksün aşslfkjşl

    YanıtlaSil