19 Haziran 2010 Cumartesi

October Swimmer tatilde: Gun 0


Amsterdam 18/06/10



Saat 5'e dogru Izmir'den havalanan ucagim yerel saatle 8 gibi schipol havaalanina indi ve tatilim resmen baslamis oldu...



Ucakta tanistigim Turk bayanin freeshoptan esi icin fazlaca aldigi sigaralarin bir kismini ben gecirmeyi kabul edince, havaalanindan cikarken tanistigim esiyle beni otelime birakmayi teklif ettiler, hic caba gostermeden kendimi otelimin kapisinda bulmam gercekten guzel oldu. iste ben buna iyi bir baslangic derim.



40 derece Izmir'den 14 derece Amsterdam'a sadece bir sirt cantasiyla ve en kalin giysi olarak uzun kollu bir gomlek secerek gelmek gercekten iyi bir fikir degilmis. Buyuk sozu dinlemek lazimmis, hayir artik ergen de degilim neden asilik edip annemin ceket almam gerektigini soylemesine omuz silktim ki?



Saat 6dan sonra tum dukkanlar kapandigi icin kalin bir seyler almak yarina kaldi. Ancak bir atki bulabildim, biraz da olsa ise yaradi, umarim hasta olmam...



Otelim rembrandplein meydaninda oldukca merkezi bir yerde, yardim sever calisanlari ve temiz olmasiyla memnun etti beni. tek kotu yani altindaki gece klubunun saat 4 e kadar yuksek sesli muzik calmasi, o klupten odaya saat 3 bucukta ciktigimdan bir sorun yok sanirim.



Esyalarimi otele birakinca gun isiginin kalan son bir saatini biraz yuruyerek gecireyim dedim, hem belki ustume bir seyler de alirdim, yukarida bahsettigim gibi her yer kapaliydi, sadece yurumekle yetindim. Dam meydanina oradan da Centraal Station'a yoneldim. donus yolunda bir seyler atistirdim.



Otelin bulundugu meydana geri donup oradaki barlari ve coffeeshoplara bakindim. Ingiltere macini birkac bira ile izleyip otelin hemen altindaki Smokey Coffeeshop'ta oturdum. Duman bile yeterliydi. Ayni masayi paylastigimiz Norvecli kizlarla sohbete basladik. Biri isletme biri dis ticaret okuyormus, Jack johnson konseri icin gelip biletlerini evde birakmislar...



Sohbet iyice koyulasinca yan taraftaki Club'a gecmeye karar verdik. Sarkilar da Club da kalabalik da berbatti ama nadir yasadigim bir sey oldu ve ben cok keyif aldim. Belki beraber gittigim kizlardandi bilmiyorum, onumuzdeki gunlerde ogrenirim...

bir kac not:

-Terlik unutmayin. sonucta ayakkabi ile dus almayacaksiniz. gidip igrenc bir parmak arasi almak zorunda kaldim.

-Bazi seylerin degerini kaybettikten sonra anliyor insan ve sac kurutma makinesi de bunlardan biri

-Amsterdam'in, herkesin kafasi guzel dolastigi bir yer saniyorsaniz feci halde yaniliyorsunuz, insanlar dogru duzgun sigara bile icmiyor

Bir yolunu buldugumda bir kac resim eklerim bu posta

4 yorum:

  1. bir kaç resim mi?her gün için iki resim koysan mesela olmaz mı?:P

    YanıtlaSil
  2. ah güzel insan! ben bangır bangır yazmıştım saç kurutma makinası ve terlik her şeyden önemliymiş,canmış gurbet elde diye :D
    bi de hırka al kendine :) iyi tatiller

    YanıtlaSil
  3. Seyahat iyi başlamış ve devamı da iyi gelecek gibi görünüyor.İnsan terliğini unutur mu ya.....

    YanıtlaSil