23 Haziran 2010 Çarşamba

October Swimmer tatilde: Gun 3


Yazilar gecikiyor, evet ama ne yazik ki internet sikintisi cekiyorum bazen... bu arada sanirim dunyanin en kotu klavyesiyle yaziyorum. Q da degil F de... Sanirim A klavye

Amsterdam 21\06\10

Otel degistirme zamaniydi, rembrandt square hotel ve calisanlarini cok sevmis olmam bir seyi degistirmeyecek. Bu gece backstage hotel'de kalip yarin Eindhoven'e gececek. Otelin yerini dun buldugumdan bugun aramama gerek kalmadi. Leidsgracht'ta kosede duruyordu.

Buranin calisanlari da oldukca kibarlar. odamin hazirlanmasini beklerken kahve ikram ettiler, o arada ben de dunun blogunu yazip aradan cikardim. Lobideki gitarlarla ugrastim, ozlemisim... Odam hazir olunca da yerlesip dus aldiktan sonra kendimi disari attim.

Bisikleti uzulerek iade ettim; hic bir sey artik eskisi gibi olmayacak. Iki gunluk kira parasi sigortayla beraber 29 euro tuttu. Eindhoven'a biletimi aldim o da yaklasik 17 euro idi. Donup yuruyerek-ne yazik ki- leidsplein tarafina dondum.

Bir coffeeshop'ta oturdum ve basta Camus'un Yabancisini bitirdim, sonra da isvicre sili macini izledim. saatlerce orada kalmisim. Kalkip turk asilli bir Italyan restoraninda bir seyler yedim. Sef Amcayla basta ingilizce konusuyorken aniden Turkce'ye donmem amcada mavi ekran etkisi verdiyse de cabuk toparlandi ve tabir yerindeyse pek sallamadi.

Aksama dogru otele donup canli muzik dinleyebilecegim mekan sordum. Otele hemen bir kac dakika otedeki the last waterhole adli mekani tarif ettiler. Kapida good beer, good music, good company yazsa da bira da muzik de cok kotuydu. Gecenin ilerleyen saatlerinde kendimi Amerikan turistlerle jagermeister adli tantum verde'den hallice shot paylasirken buldum. Cocuklarin ikisi 17 yasindaydi digerleri de yirminin altindaydi. Biz izin almadan arkadasta kalamazdik, millet cocugunu Amsterdam'in kucagina atiyor. Bu konuyu uzatmadan umut sarikaya ve cingilbort ailesini buraya davet ediyorum, onlar gerekli esprileri yaparlar.

Otele donmeden Clara adli bir ingiliz'le biraz sohbet ettim. Her ne demekse moda isindeymis ve issizmis. Bunlari anlattiktan hemen sonra ayaklarimin yanina kusunca artik o mekani terketme zamanim geldigini anladim.

1 yorum: