24 Eylül 2010 Cuma

October Swimmer İtalya'da: Gün 5

15/09/2010 Roma

Messina'dan saat 9 otobüsüyle ayrıldım, önce Palermo'ya gidecek, oradan da 16 uçağıyla Roma'ya geçecektim. Saat 12 civarı Palermo'ya varınca haliyle öldürmem gereken en az 2 saat kalmıştı, ben de bunu sokaklarda amaçsızca dolaşarak yapmaya karar verdim. Bir ara bir İnternet kafeye girmeye niyetlendim, kafe sahibi, tekinsiz Pakistanlı pasaportumu isteyince, kıllandım, vazgeçtim. Sonradan bunun İtalya'da bir kanun gereği zorunlu olduğunu öğrendim.

Roma'ya vardığımda saat 6'ya geliyordu. Saat 6 treniyle Termini istasyonuna, yani şehir merkezine gidecektim. Yolculuk ise sadece yarım saat sürecekti. Oysa...

Trenin her istasyonda durması ve aşırı derecede kalabalıklaşmasından şüphelenmiştim, ama yanlış trene bindiğimi Roma'yı geçtikten ve çevre kasabalara yönelmeye başlamadıktan sonra anladım. Üstelik 1 buçuk saat geride kalmıştı bile. Roma'yı geçince hemen trenden inip, karşı hatta geçtim. Sonra'dan Regionale olan trenin aksi istikametten ilk gelenine binip Roma'nın banliyölerin den birinde indim. Oradan da rahatsız bir metro yolculuğuyla nihayet Termini'ye vardım. Saat 8'i geçiyordu.
Yine aynı Hostel'e yerleştim. Geçen seferki ortam hoşuma gitmişti. Üstelik Napoli planlarım bozulduğundan(Aslında bu saatlerde orada olacaktım) aynı gün sadece burada yer bulabilmiştim. Odama yerleştim. Odamı paylaşacağım iki Kanadalı kız kardeşle tanıştım. Bir süre sohbet ettik. Mahallenin pizzacısından küçük bir parça pizza ile akşam yemeğimi yedim. Saat zaten 10 olduğu için geceyi Hostel'in barında geçirmeye karar verdim.
Biraz sonra birer zombiye dönüşüp dehşet saçtılar zaten...

Amerika'daki işini bırakıp Avusturalya'ya yerleşmeye giden makine mühendisi Susannah ile burada tesadüf eseri tanıştığı Avusturalya'daki işini bırakıp Amerika'ya geri dönen inşaat mühendisi Heather ile tanıştım. İki saat kadar sohbet ettik, birbirimize bloglarımızı gösterdik(onlar da blogger çıktı) bolca 66cl'lik Moretti birasından içtik. Amerika'lılarla konuşurken gevreyen aksanımı farkedip bir kez daha kendimden nefret ettim. Bir ara bizim odanın Kanadalı kızlarını Doğu Avrupalı çocuklarla gördüm, sonra saat 1'e doğru yatmak üzere odama çıktım. Odaya girdiğimde hiç tanışmadığım ve tanışmayacağım odanın 4. elemanının altımdaki ranzada uyuyor olduğunu gördüm. Olabildiğince sessiz olmaya çalışarak yatağıma tırmanıp uykuya daldım.

Evet sevgili okur, bazı hikayeler vardır ki, hiç bir anlam ifade etmez, bazı hikayelerde olaylar giriş kısmını geçtikten sonra başlar, bazılarında ise olaylar sonuç kısmındadır. Hikayenin geri kalan kısmı sadece bu olaylara gelene kadarki detaylardır. Ondan dolayı gözlerini dört aç okur, bundan sonraki kısmın hepsi gerçek.

Saat 3 civarı kapının açılmasıyla uyandım. Önce kız kardeşlerden küçüğü, Tamara içeri geldi(Büyüğünün ismini hatırlamıyorum). Karşıdaki ranzalardan alttakine yattı. Daha sonra, ben henüz tekrar uykuya dalamamışken, büyük kızkardeş, aşağıda beraber oturduğu gruptan bir çocukla odaya girdi. Önce çocuk üst ranzaya tırmandı, sonra da tuvaletten çıkan büyük kızkardeş... Uykum tamamen kaçmıştı, uyanık olduğum her halimden belliydi, altta uyumaya çalışan küçük kızkardeş de uyanıktı.

Ondan sonraki yarım saat gözümü açınca sadece 1 metre mesafede olan ranzaların üst katında Büyük kız kardeş ve getirdiği çocuk, odada başka 3 kişinin olması umurlarında olmadan bir takım şeyler yaşadılar, hassas anlar paylaştılar(bunu bu blogun seviyesini bozmadan daha nasıl söyleyebilirdim bilmiyorum) Sonra çocuk ses çıkarmamayı pek de umursamayarak, ranzadan atladı ve odadan çıktı, zaten yeterince ses çıkarmıştı. Büyük kız kardeş ise uykuya daldı.

...tekrar uyandığımda sadece 1 saat geçmişti. Hava hafiften aydınlanmıştı, odadaki detaylar daha iyi seçiliyordu. Tek düze bir ses geliyordu, sanırım beni de o ses uyandırmıştı. Kafamı kaldırıp karşı ranzanın aşağısında yatan kız kardeşe baktığımda, onun kendisiyle "oynuyor" olduğunu gördüm. Her şey giderek daha da ilginçleşiyordu. Gözlerini açmadan bir süre, kendi vücuduyla meşguliyetine devam etti. Yatakta huzursuzca döndüm, çıkardığım ses demir ranzayı gıcırdattı. Uyandığımı farkedip panikle duracağını düşündüm, oysa ki küçük kız kardeşin umrunda değildi. Varması gereken bir yer vardı ve oraya varana dek gitmeye devam edecekti. Bir süre ilgiyle onu izledim. Gözleri kapalıyken buruşan yüz ifadesi nihayet sonunda memnun bir ifadeye döndü. O ifadeyle de uykuya daldı.

Saat 6'ya geliyordu. Saat 10'da ise odayı boşaltmam gerekiyordu, şimdiden uykum feci halde bölünmüştü, hatta tecavüze uğramıştı.

7 yorum:

  1. http://2.bp.blogspot.com/_Bydq7ft6Jhc/TF7909g-mnI/AAAAAAAAADk/fzKKdKJ6F78/s1600/trollface.gif

    YanıtlaSil
  2. hahhahha süpermiş ben senin olaya müdahale etmeni beklerdim:P ama etmemiş olup etmiş gibi uydurmaca bişiler yazmak yerine olduğu gibi yazman takdir edilesi, ben de ettim:) takdir.

    bu arada resimdeki italyan tipli oğlan sensin galiba (iltifat bu iltifat:))

    YanıtlaSil
  3. ahah yey! iltifat

    bu hikayeyi dinleyen 10 kişiden 10'u da müdahale bekledi.

    Yahu ne diye müdahale edersin ki

    "Merhaba sanırım yardımıma ihtiyacınız var" falan mı dersin kdasljdkl

    YanıtlaSil
  4. olası müdahele cümleleri:
    http://www.dailymotion.com/video/xcw5id_zaga-bir-diyar-hikayesi-engin-gunay_fun

    YanıtlaSil
  5. ya ne bilim demek ki 10 kişinin 10unun da içi kötüymüş hehehhe:)

    YanıtlaSil
  6. sağdaki siyahlı kızdan korktum ben. ayrıca zoraki joker gülüşün geriye kalan gecenin habercisi gibi... içine doğmuş :)

    YanıtlaSil
  7. bunlar o kahramanlar değil onu açıklığa kavuşturlarım, yine de korkunç çıkmışlar o da doğru :D

    YanıtlaSil